Küresel çelik sektöründeki dalgalanmalara rağmen, Türkiye üretimini artırarak en fazla oransal büyüme gösteren ülkelerden biri oldu.

Değerli paydaşlarımız, iş ortaklarımız ve çalışma arkadaşlarımız,
2024, küresel çapta her alanda belirsizlik ve zorluklarla dolu olmasına rağmen, yeni fırsatlara ve yeni yaklaşımlara kapı aralayan bir yıl oldu.
Küresel ekonomi; tedarik zincirlerindeki sıkıntılar, maliyet artışları, yüksek enflasyon, faiz ranlarındaki değişkenlik ve arz-talep dengesizlikleriyle daha da öngörülemez bir hâl alırken, ülkeler ekonomik büyüme ile sürdürülebilir kalkınma arasında bir denge kurmaya çalıştı. Bu da dünya genelinde ekonomik korumacılığı ve jeopolitik rekabeti artırırken, sürdürülebilirlik çalışmalarının ve özellikle enerji bağımsızlığını müjdeleyen yeşil enerji dönüşümünün ülkelerin gündeminde çok daha önemli bir şekilde yer almasına neden oldu.
Hâlâ en büyük risk iklim değişikliği
Tüm bu gelişmeler, küresel talep ile arzın beklentilerin dışında değişmesine neden olurken, kurumları ve şirketleri daha esnek ve çevik stratejiler geliştirmeye yöneltiyor. Belirsizliklerin aşılması, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, yeşil enerji dönüşümünün ivme kazanması ve hâlâ gezegenin karşı karşıya olduğu en büyük varoluşsal risk olan iklim değişikliğiyle mücadele için iş dünyasının ortak çabalarının artırılması gerekiyor.
Türkiye büyümesini sürdürdü
Geçtiğimiz yıl, Türkiye ekonomisi adına beklentilere paralel olarak olumlu gelişmelerin yaşandığı bir dönem oldu. Özellikle yerel seçimlerin ardından ekonomi yönetiminin, aldığı kararları daha etkili bir şekilde hayata geçirmesiyle birlikte, ekonomimiz istikrar kazandı ve uzun süredir gündemde olan enflasyon düşüş eğilimine girdi.
Dış kaynak girişlerindeki artış, rezervlerin güçlenmesi, gri listeden çıkış ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not yükseltmeleri, ekonomi politikalarına duyulan güvenin giderek arttığını ortaya koydu. Türkiye ekonomisi, yılın ilk dokuz ayında yüzde 3,2 büyüyerek G20 ülkeleri arasında en iyi performans sergileyen ilk beş ekonomi arasında yer aldı.
Dünyada talebin yavaşladığı ve ticaret savaşlarının tırmandığı bu dönemde, 2025 ile ilgili olarak bugünden bakıldığında bizi çok farklı bir manzara beklemiyor. Yine iş dünyası ve küresel ekonomi için yılın kelimesi “belirsizlik” olacak.
Özellikle ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin şekil değiştirmesi ile ortaya çıkacak yeni küresel ekonomik görünüm, çelik üretiminin yıl içindeki durumunu belirleyecek. Öte yandan Çin’in çelik talebinin azalması, 2025 yılı için global ölçekte çelik sektörüne karşı ihtiyatlı bir duruş beklentisine neden olacak.
Dünya ekonomisinde ve küresel çelik sektöründe yaşanan tüm dalgalanma ve kayıplar, kaçınılmaz olarak dünyanın sekizinci büyük çelik üreticisi olan ülkemizi ve yerli çelik üreticilerini etkileyecek olsa da ülkemiz 2023 yılında deprem felaketinin neden olduğu üretim düşüşünü geride bıraktı.
Dünya Çelik Birliği’ne (Worldsteel) göre, 2024 yılında global ham çelik üretimi yüzde 0,9 düşüşle 1 milyar 839 milyon ton oldu. Küresel üretimdeki düşüşün ana kaynağı Çin’in üretimindeki azalma oldu.
Aynı zamanda bu durum, sektörümüzdeki öngörülemeyen gelişmelerin de temel nedeni haline geldi. Söz konusu dönemde Çin’in üretimi yüzde 1,7 düşüşle 1 milyar ton seviyesine indi. Üretim tonajında Çin’i her zaman olduğu gibi Hindistan izledi. 2024 yılında Hindistan’ın çelik üretimi, kapasite artışlarına bağlı olarak yüzde 6,3 yükselerek 149,6 milyon tona ulaştı.
Türkiye ise 2024 yılında deprem kaynaklı üretim kayıplarını telafi ederek üretimini yüzde 9,4 artırmayı başardı ve oransal olarak üretimini en çok arttıran ülkelerin başında yer aldı. Böylece Türkiye çelik üretimi 36,9 milyon ton seviyesine çıktı.
Çevik ve deneyimli yönetimimiz ile hedeflerimize ulaştık
OYAK Maden Metalürji Şirketleri olarak, sektörümüz ve genel ekonomi açısından çok da parlak olmayan bu ortamda, yüksek adaptasyon yeteneğimiz, geçmişten gelen deneyimimiz ve her biri alanında uzman olan insan kaynağımız ile kârlılık marjlarındaki daralmayı görece daha sınırlı tutmayı başardık.
Küresel çelik talebinde yaşanan düşüş ve artan operasyonel maliyetler sebebiyle bazı üreticilerden üretimi azaltma ve hatta üretimi belirsiz süreyle durdurma, istihdam kaybı gibi haberler gelirken, bu zorlu dönemde üretimimizi ve istihdamımızı koruduk. Aynı zamanda, planlanmış yatırımlarımıza ve yeşil dönüşüm çalışmalarımıza da kararlılıkla devam ettik. 2024, küresel ekonomide belirsizliklerin devam ettiği, ancak fırsatların da doğduğu bir yıl oldu. OYAK Maden Metalürji Şirketleri olarak, bu dönemde güçlü operasyonel yeteneklerimizle istikrarlı büyümemizi sürdürdük.
2024 yılında toplam ham çelik üretimimiz 8,5 milyon ton olarak gerçekleşti. Nihai mamul üretimimizin 7,1 milyon tonu yassı, 965 bin tonu ise uzun ürünlerden oluştu. Yıl sonu itibarıyla toplam ihracatımız 1 milyon 540 bin tona ulaşırken, toplam satışlarımızın yüzde 19’unu oluşturan dış satışlarımız kapsamında 35 ülkeye yassı, 7 ülkeye ise uzun ürün ihracatı gerçekleştirdik.
Şirketlerimiz, 2024 yılında da güçlü konsolide finansal sonuçlar elde etti. FAVÖK değerimiz 646 milyon ABD dolarına erişirken, FAVÖK marjımız yüzde 10,4 olarak gerçekleşti. Yıl sonu net kârımız 411 milyon ABD doları, net kâr marjımız ise yüzde 6,6 oldu.
Kalkınmanın temel taşı çelik
Modern sanayinin temel taşlarından ve ekonominin lokomotiflerinden biri olan çelik üretimi, 100 yılı aşkın süredir yalnızca sanayinin değil, kalkınmanın da en büyük etkeni olarak öne çıkıyor.
Bu sebeple ülkelerinde çelik üretimini üstlenen kurumlara, sektörlerinin ve yaptıkları işlerin ötesinde bir sorumluluk düşüyor. OYAK Maden Metalürji Şirketleri olarak, kurulduğumuz günden bu yana, bu sorumluluğu taşımaktan gurur duyuyor, çok daha fazlasını üstlenmek için her geçen gün başarılarımızdan güç alıyoruz. Çünkü ülkemizde lider konumumuzun sadece bir malzemeyi çok daha hızlı, kaliteli ve verimli üretmenin yanında; bize inovasyon, geleceğe yatırım, yeşil dönüşüm, toplumsal gelişim ve sürdürülebilirlik alanlarında da liderlik etme görevini getirdiğini biliyoruz.
2024 yılında OYAK Maden Metalürji Şirketleri tüm bu alanlarda büyük ve önemli atılımlar gerçekleştirdi. 2030 yılı sonuna kadar 3,2 milyar ABD doları tutarında dönüşüm yatırımı planlarken, bu yılı 1,1 milyar ABD doları değerinde yatırım harcaması ile kapattık. Böylece 2016 yılından bu yana toplam yatırım harcamamız 4,3 milyar ABD dolarını buldu. Bu yatırımlarımızın önemli bir bölümünü yeşil dönüşüm projeleri oluşturdu.
Yeşil dönüşümde güçlü adımlar
Yeşil dönüşümümüzün önemli parçalarından biri olan Bingöl Avnik Peletleme Tesisi’nin tamamlanmasının ardından pelette kendine yetebilirlik oranımızı yüzde 25-30 bandından yüzde 80-85’e, toplam demirli ham maddede ise yüzde 15-20’den yüzde 40-45 bandına çıkarmayı hedefliyoruz. İklim değişikliği ile mücadeleyi ve sürdürülebilirliği iş süreçlerimizin merkezine koyarak, 2024 yılında ulusal ve uluslararası birçok inovasyonu hayata geçirdik. Erdemir’in sürdürülebilirlik politikası; karbon ayak izini azaltma, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapma, enerji verimliliğini artırma ve döngüsel ekonomi uygulamalarını benimseme gibi çok çeşitli uygulama alanlarını güçlü bir şekilde destekliyor. Yeşil dönüşüm yolculuğuna hız kesmeden devam eden Erdemir ve İsdemir’in net sıfır emisyon hedefi için yol haritasını 2024 yılında açıkladık. Avrupa Yeşil Mutabakatı paralelinde, ham çelik üretiminde baz yıl olarak belirlediğimiz 2022 yılına göre ton başına karbon emisyonumuzu 2030’a kadar yüzde 25, 2040’a kadar yüzde 40 azaltmayı ve 2050’de net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda çalışmalarına devam eden, OYAK’ın gücü ve stratejik hamleleriyle küresel bir oyuncu haline gelen demir-çelik sektörünün öncüleri Erdemir ve İsdemir, yeşil dönüşüm yolculuğunda da ülkemizde sektöre yön verecek.
60. yılımızı yatırımlarla karşılıyoruz
2024 yılında 1. Yüksek Fırın’da hidrojen enjeksiyonunu başarıyla tamamlayan Erdemir, Türkiye’de bir ilke daha imza attı. Avrupa’da bu uygulamayı gerçekleştiren üç çelik üreticisinden biri olarak, bu alandaki teknolojik altyapıyı ülkemize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Ayrıca, 7.000 ton/yıl biyokömür üretim kapasiteli pilot Piroliz Tesisimizi devreye alarak kömüre alternatif yakıt geliştirmeye başladık.
Bu tesis ile fosil yakıt tüketimini azaltarak hem karbon salımını düşürecek hem de maliyet avantajı sağlayacağız. İşletmeye alınışının 60. yılına giren Erdemir olarak yıl boyunca yatırım faaliyetlerimize devam edeceğiz. 2025 yılında Erdemir’de 4. Kok Bataryası’nı devreye almayı planlıyoruz. 800 bin ton kapasiteli 4. Kok Bataryası, gelişmiş çevre koruma sistemleri ve yüksek otomasyon seviyesi ile operasyonel verimliliğimizi artıracak ve ithal kok ihtiyacımızı azaltacak. 1. Yüksek Fırın hacim artışına bağlı olarak artacak nihai ürün miktarları ve sıvı ham demir üretimi ile birlikte artan yüksek fırın gazının elektrik üretiminde kullanılmasıyla enerji tasarrufu sağlayacağız.
Türkiye’nin en yüksek kapasiteli fırınını devreye alıyoruz
Kuruluşunun 55. yılına hazırlananİsdemir’de Türkiye’nin en yüksek kapasiteli yüksek fırını olma özelliği taşıyan 1. Yüksek Fırın’ın devreye alınması için hazırlıklar tamamlandı. Yeni nesil 1. Yüksek Fırın, yalnızca sıvı ham demir üretim kapasitesini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda enerji verimliliği, çevreci üretim süreçleri ve ileri teknoloji kullanımıyla İsdemir’in sürdürülebilir büyüme vizyonuna güçlü katkı sunacak.
Grubumuzda 2024 yılında yaşanan en önemli gelişmelerinden biri de Ermaden uhdesinde bulunan ve Sivas ili sınırlarında yer alan maden sahasında altın madenine rastlanması oldu. Bu kapsamda, olası rezerv miktarının ölçümlenebilmesi amacıyla Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) standartlarında rezerv tespit çalışmalarına devam edilmekte olup gelişmeleri Kamuyu Aydınlatma Platformu üzerinden paylaşacağız.
Eurobond ihracıyla güven tazeledik
OYAK Maden Metalürji Şirketleri olarak, küresel çapta gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve elde ettiğimiz başarılarla Türkiye’yi birçok pazarda temsil etmekten gurur duyuyoruz. Erdemir’in 950 milyon ABD dolarlık Eurobond ihracı uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve şirketimize duyduğu güvenin bir göstergesi niteliğinde. Bu kaynağı, kredi portföy ortalama vademizi uzatarak bilançomuzu daha sağlıklı hale getirmek ve yatırımlarımızı finanse etmek için kullanacağız. OYAK Maden Metalürji Şirketleri, Türkiye’nin en büyük doğrudan istihdam sağlayan ekonomik aktörlerinden biri olarak 12 bin 366 çalışanı ve dolaylı olarak 300 bin kişiye sağladığı istihdam ile ülkemiz için değer yaratmaya devam ediyor. Küresel rekabet ortamında güçlü adımlarla ilerlerken, dünya çelik sektörünün en iyi uygulamalarını birer birer hayata geçiriyoruz. Başarılarımızın temelinde; paydaşlarımızın güveni, çalışma arkadaşlarımızın emeği ve uzmanlığı ile bu topraklara duyduğumuz sevgi yatıyor. Bizlere her koşulda destek veren başta Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Saygılarımla,
Süleyman Savaş ERDEM
Yönetim Kurulu Başkanı